18 Aralık 2014 Perşembe

Uyuşuklukta üstüne yok olan sevgili

Şüphesiz erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer diye bi olay var ve ben bu gruba baya bi dahilim. Küçükte aynı şekilde devam ediyor. Dün yaptığım Limonlu kekimin yanında çay ve kahve içtikten sonra efendinin gönlünü alarak 1-0 öne geçmiş bulunuyorum sanmıştım. Ama beyfendi akşam yemeğinde menemen yapayım da yiyelim diyince kalktı menemen yaptı ve getirdi koydu önüme. Tamam hayatımda yediğim en güzel menemen değildi ama sevgilinin eli değince o menemen oluyo sana çikolatalı sufle. Demek ki neymiş aşk insanın yaptığı yemeklerin tadını bile değiştiriyormuş.

Yaklaşık 9 gündür beraberiz. Ve günden güne katmerleniyor sevgimiz. Bunun bir hoşlanmak olduğunu sanmıyorum ki öyle de değil bence. Eski sevgililerimden ben böyle alaka görmedim arkadaş. Ev soğuk mesela, direk bana dediği üstüne bişey al bak burnun akıyo hasta olacaksın diyip önce bi fırça atıyo sonra gelip battaniyemi örtüp hoop yanıma yatıyo. E tabi insan vücudu en iyi ısıtma cihazıdır sonuçta. Kim uydurmuşsa çok güzel uydurup gediğine oturtmuş. Daha başka olay sabahları kalkıp oturma odasıns geldiğinde ben her zamanki modumla oturuyor oluyorum. Bilgisayarın başında o site benim bu site senin fink fink geziyorum. Geçiyo karşıma oturuyo bacaklarını ayıra ayıra. Böyle mayhoş mayhoş yandan yandan bakıyo bi de uyanamamış belli. Yanına oturuyorum çayını kahvesini veriyorum içiyo ondan sonra hoop ben ayrı bi aleme geçiyorum. Küçükle maldivlere gitmişiz orda tatil yapıyoruz. Otelin birinde balkonda elimizde içkilerimiz ay ışığında yudumluyoruz. Aşağıdan birisi bize bakıp bakıp el sallıyor. Bu aşağıdan birisinin bize bakıp bakıp el sallamasının ne anlama geldiğini bilmiyorum ama bu aralar kurduğum hayallerde sürekli aşağıdan birisi bize el sallıyo. Elleri "Merhaba heey ordakiler" gibi değil de , " Güle güle görüşürüz" gibi bir el sallama. Sonra ben arkasından Nah falan yapıyorum orası ayrı. 

Küçükle bu aralar en iyi yaptığımız şey uyumak. Sabah öğlen akşam gece sürekli uyuyoruz. Bi de uyandığımızda yine birbirimizi uyutuyoruz. Uyurken onu izlemesi zaten ayrı bi olay ve heyecan vericiyken benim aklıma gelen başka hayaller oluyor. Ya şu an rüyasında bi başkasını görüyorsa diye düşünmeden edemiyorum. Uyandırsam mı acaba diye düşünüyorum. Sonra kıyamıyorum bu sefer uyandırmaya. Rüyasındaki başkasının kim olduğuna karar vermede üstüme de yok. Geçen gün Miranda Kerri gördü televizyonda. Off taş gibi hatun bilmem ne laflarını da bolca ettikten sonra elini apışarasına götürdü sonra yine televizyona baktı. Kesin dedim Bu Miranda Kerri rüyasında görüyo. Uyandırsam mı şerefsizi diye düşünüyorum. Bu sefer uyandığında yine birbirimize ninni söylicez yine uyutucaz birbirimizi. Hoop ben yine aynı şeyi tekrar edicem. Ev beşinci katta ve cadde üstü. Vızır vızır arabalar geçiyo ve yol çalışması da cabası. Bu gürültüde bu bünyeyle uyumakta her yiğidin harcı değil ama olsun. Uyuyo bildiğin. Sesleniyorum mesela, cevap vermiyo. Dürtüyorum biraz, çimdikliyorum falan adam da tık yok. Öldü mü diye kulağımı kalbinin üstüne koyuyorum allahtan nefes alıyor. Uyandıramadım bi türlü. Kalktım bilerek ve isteyerek, oturma odasındaki televizyonun sesini son ses açtım, akşamdan kalan bulaşıkları bi güzel bol gürültülü bi şekilde yıkadım, üstüne daha dün yıkadığım çamaşırlarımı tekrar yıkadım. Kalktı geldi bu. "Bu ne ses yaa, uyuyoruz görmüyo musun" diye söylenmeye başlayınca yanımda duran kör bıçağı elime alsam bunu banyoya soksam bağırsaklarını felan deşip bağırsaklarından kokoreç yapıp taaa Antalyalarda çingene mahallelerinde satsam para eder mi diye düşünmeden edemedim. 

Geldi geçti oturdu karşıma. Kahve istedi yaptım. Kahveyi içti hooopp aynı mod devam. Sesleniyorum Yok. Dürtüyorum yine yok. Ölü taklidi mi yapıyor diye bakıyorum o da yok. Ben de geçtim üstüne resmen zıpladım. Hayır ben canı acısında uyansın bişeyler yapalım kahvaltı falan edelim diyorum. Herif "biraz daha aşağı biraz daha aşağıya evet evet orası işte çok kötü ağrıyor aşkısı" diyince benim şalterlerim attı. Gittim çamaşır makinasını bi kere daha en uzun yıkamasına ayarladım. Benim evdeki çamaşır makinası yerinden kendi kendine hareket edebiliyor. O yüzden evdeki en yüksek sesi de o çıkarıyor. Bi ara bunun böyle uyuşukluğundan benim de canım sıkıldı geçtim üstüne yattım. Uyumuşum üstünde hem de hiç kıpırdamadan. Bi de salyalarım falan akmış bunun üstüne Allahııımm ne kadar iğrenç. Neyse ki ondan önce yine uyanan ben oldum da gittim salyamı felan temizledim.

Bi ara bunun kardeşi aradı. Hani şu bizi soru yağmuruna tutan ve Küçükün sırıta sırıta cevap verdiği kız kardeşi. Küçüğün ne yaptığını sorduğunda " Naapsın sabahtan beri horul horul uyuyo, gece bunu kamyoncular düdükledi heralde ses seda yok. Ölmemiş merak etme onu da denedim. Yataktan kaldırdım da bana mısın demedi. Üstüne çıktım bi de tepindim bile ne diyosun sen. Şimdi kafasında tabak kırıcam sonra bardak deneyeceğim bakalım ne olacak" diye söyledim. Telefonu kapatıp geçtim balkona oturdum. Kalktı geldi bu yanıma. "Saat kaç olmuş yaa niye uyandırmadın beni?". İşte o an onu o balkondan atmak istedim yemin ederim. Yok ebenin herekesi ya. Niye uyandırmadınmış. Bense karşısında gözlerine far tutulmuş tavşan gibi bi süre bekledim. "Efendim, anlamadım" dedim. Halbuki soruyu gayet net bi şekilde anlamıştım ve milyon defa beynimde aynı soru tekrar ediyordu. "Saat kaç olmuş yaa niye uyandırmadın beni?". Tamam işsiz güçsüsüz anladık ama her normal insan gibi sabahın onunda kalkıp kahvaltı yapmak varken yatağın içinde ölü taklidi yapmak niye yani?


3 yorum:

  1. Bu yazının öncesi de mi var??? bana link verrr!!! :)

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olsun mutluluklar :D cok sevindim senin adına baydır okumuyordum cok mutlu oldum :D

    YanıtlaSil
  3. Yazı uyumak uyumak ve uyumak üzereydi, uykum geldiii :)

    Olsundu işsiz güçsüz, bol uykulu zamanlar güzeldir. İşli olunca özlenir :)

    Mim yapıyor muydun sen inyaaa? Seni mimlediydim de :)

    YanıtlaSil